Kirlilik, dünya çevresinin insan sağlığına ve yaşam kalitesine müdahale eden maddelerle kirlenmesidir. Hava kirliliği, özellikle kentsel alanlarda birçok sağlık probleminden sorumludur. Gelişmiş ülkelerde yapılan birçok çalışma, hava kirliliğinin en önemli etkisi olarak partikül maddenin insan sağlığı üzerindeki etkisini bildirmiştir. Ne yazık ki, çocuklar çeşitli nedenlerle hava kirliliğine daha duyarlıdır. Bir çocuğun akciğerinin büyük bir kısmı doğumdan sonra büyür. Alveol adı verilen küçük hava keselerinin yaklaşık yüzde 80’i doğumdan sonra gelişir. Bu alveoller, oksijenin kana transferinde rol oynar. Çocuklarda vücudun savunma mekanizması tam olarak olgunlaşmamıştır. Ayrıca çocuklar yetişkinlere göre daha uzun süre dışarıda kalırlar. Sonuç olarak, daha kirli havayı solurlar. İşte, hava kirliliğinin çocuklara zarar verme yolları şunlardır: 
Parçacıklar akciğerlerin alveollerine nüfuz edebildikleri için çocukların gelişen akciğerlerine ciddi zararlar verebilirler. Kirlilik ile birlikte, hem üst hem de alt solunum yolu semptomlarının prevalansı artmaktadır. Bunlara kuru öksürük, hırıltı veya nefes darlığı dahildir. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları akciğer fonksiyonunu azaltabilir. Bu nedenle, uzun vadede, obstrüktif ve restriktif tip akciğer fonksiyon kusurlarının prevalansı artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, çocukluk çağında astım prevalansı yüksek ve kistik fibroz prevalansı artıyor. Stanford liderliğindeki bir araştırma, hava kirliliğine maruz kalan çocukların yetişkinlikte kalp hastalığı ve diğer rahatsızlıklar açısından daha yüksek risk altında olduğunu okudu. Ayrıca kronik baş ağrısı, göz ve cilt tahrişi gibi bazı solunum dışı etkiler gözlenmiştir. Hava kirliliğine maruz kalmanın da çocuklarda bağışıklık sisteminde değişikliğe neden olduğu gösterilmiştir. Kötü havanın uzun vadeli sağlığı etkileyebilecek gen düzenlemesini değiştirebileceğini doğrulamak için bazı araştırmalar var. Hava kirliliği maruziyeti bağışıklığı düşürerek hastalık risklerini artırdığı ortaya konulmuştur. Son yirmi yılda yapılan bazı araştırmalar, hava kirleticilerinin bozulmuş çalışma belleği, dikkat ve ince motor işlevler gibi seçilmiş bilişsel ve psikomotor işlevler üzerindeki olumsuz etkilerini vurgulamıştır. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan çocukların temiz havaya sahip yerlerde yaşayanlara kıyasla bu anlamlarda zayıf kalmaları daha olasıdır. Hava kirliliği, ultraviyole ışınlarının dünya atmosferine nüfuz etmesine izin verir ve sıcaklık ve iklim değişikliklerinde artışa neden olur ve bu da onları cilt hastalıklarına yatkın hale getirir. Çalışmalar ayrıca annelerin hava kirliliğinin zararlı etkilerine maruz kalması durumunda D vitamini eksikliği riskinin arttığını ve doğum kusurları riskinin arttığını doğruladı. Fetüsün gelişen organ sistemleri, daha yüksek hücre proliferasyon hızı veya değişen metabolik yetenekler nedeniyle kritik dönemlerde çevresel toksinlere karşı daha savunmasız olabilir. Çevre kirliliğine doğum öncesi maruziyet bu nedenle bazı olumsuz gebelik sonuçlarına neden olabilir.
Parçacıklar akciğerlerin alveollerine nüfuz edebildikleri için çocukların gelişen akciğerlerine ciddi zararlar verebilirler. Kirlilik ile birlikte, hem üst hem de alt solunum yolu semptomlarının prevalansı artmaktadır. Bunlara kuru öksürük, hırıltı veya nefes darlığı dahildir. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları akciğer fonksiyonunu azaltabilir. Bu nedenle, uzun vadede, obstrüktif ve restriktif tip akciğer fonksiyon kusurlarının prevalansı artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, çocukluk çağında astım prevalansı yüksek ve kistik fibroz prevalansı artıyor. Stanford liderliğindeki bir araştırma, hava kirliliğine maruz kalan çocukların yetişkinlikte kalp hastalığı ve diğer rahatsızlıklar açısından daha yüksek risk altında olduğunu okudu. Ayrıca kronik baş ağrısı, göz ve cilt tahrişi gibi bazı solunum dışı etkiler gözlenmiştir. Hava kirliliğine maruz kalmanın da çocuklarda bağışıklık sisteminde değişikliğe neden olduğu gösterilmiştir. Kötü havanın uzun vadeli sağlığı etkileyebilecek gen düzenlemesini değiştirebileceğini doğrulamak için bazı araştırmalar var. Hava kirliliği maruziyeti bağışıklığı düşürerek hastalık risklerini artırdığı ortaya konulmuştur. Son yirmi yılda yapılan bazı araştırmalar, hava kirleticilerinin bozulmuş çalışma belleği, dikkat ve ince motor işlevler gibi seçilmiş bilişsel ve psikomotor işlevler üzerindeki olumsuz etkilerini vurgulamıştır. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan çocukların temiz havaya sahip yerlerde yaşayanlara kıyasla bu anlamlarda zayıf kalmaları daha olasıdır. Hava kirliliği, ultraviyole ışınlarının dünya atmosferine nüfuz etmesine izin verir ve sıcaklık ve iklim değişikliklerinde artışa neden olur ve bu da onları cilt hastalıklarına yatkın hale getirir. Çalışmalar ayrıca annelerin hava kirliliğinin zararlı etkilerine maruz kalması durumunda D vitamini eksikliği riskinin arttığını ve doğum kusurları riskinin arttığını doğruladı. Fetüsün gelişen organ sistemleri, daha yüksek hücre proliferasyon hızı veya değişen metabolik yetenekler nedeniyle kritik dönemlerde çevresel toksinlere karşı daha savunmasız olabilir. Çevre kirliliğine doğum öncesi maruziyet bu nedenle bazı olumsuz gebelik sonuçlarına neden olabilir.