Yeşilçam oyuncularından Perihan Savaş, “Türkiye bu ortalar hoşuma gitmiyor. Çok, çok rahatsız. Bir kez ekonomik zorluklar, pahalılık, insanların geçinememesi, insanların çok güç kurallar altında birkaç işte birden çalışmaya çalışması… O da mümkün olmuyor. Gençlerin durumları, üniversiteyi bitiren gençler iş bulamıyorlar. Hepsi sokaktalar, hepsi bir iş arıyor.” dedi.
Savaş, Eşref Kolçak anısına evvelki hafta düzenlenen Gemlik Sinema Festivali’nde açıklamalarda bulundı-
Şimdiki oyuncuları, çalışma şartları bakımından çok şanslı bulan usta oyuncu, şunları söyledi:
Festivalin birinci olması, doğal ki çok heyecan verici, çok da hoş. Devamını istiyorum ben. Yani bu şenliklerin çoğalması ve hepimizin de bu şenliklere dayanak olması gerektiğini düşünüyorum. Bu manada da burada olduğum için çok memnunum. Bu şenliklerin devamı gelsin.
Eşref abi dünyanın en tatlı, en hoş, en naif, en kibar, en düzgün oyunculardan birisiydi Yeşilçam’da. Hiçbir vakit unutulmadı. Unutulmayacak da yaptığı işlerle zati. Onun anısına olması da çok hoş ve hakikaten insanı duygulandırıyor. Zira buralıydı, Gemlikliydi. Gemlik’i çok seviyordu, buradan hiç ayrılmadı son gününe kadar. Biz aşağı-yukarı 4-5 sinemada birlikte çalıştık. Bir baba üzere, bir ağabey üzereydi. Öğreten, gösteren, sahip çıkan bir ağabeyimizdi. Allah gani, gani rahmet eylesin. Yattığı yerde huzurla uyusun. Bu da alışılmış çok özelleştiriyor bu şenliği.
Şu anda yaptığım bir tek Güzellik dizisi var. O proje devam ediyor. Bir de Gain’de bir projede oynadım konuk oyuncu olarak. His Asena’nın öyküsünde. O da çok hoş, çok da keyifli gidiyor. Sanıyorum ki ikinci dönem da çekilecek inşallah. Öbür onun dışında yok aslında tamamlanmış oluyor. Zira Uygunluk dizisi nitekim çok ağır bir tempo gerektiriyor. O ağır tempo içerisinde öbür bir iş olması mümkün olmuyor. Çok hoş gidiyor dizimiz, beşerler çok sevdiler. İkinci dönemde da artık inşallah görüşeceğiz eylülde ya da ekim lakin eylül galiba eylül inşallah.
“Türkiye bu ortalar hoşuma gitmiyor”
Türkiye bu ortalar hoşuma gitmiyor. Çok, çok rahatsız. Bir defa ekonomik zorluklar, pahalılık, insanların geçinememesi, insanların çok sıkıntı kurallar altında birkaç işte birden çalışmaya çalışması… O da mümkün olmuyor. Gençlerin durumları, üniversiteyi bitiren gençler iş bulamıyorlar. Hepsi sokaktalar, hepsi bir iş arıyor.
“Çok yabancılaşmaya başladık artık”
(Göçmen meselesi) Yani bunlar doğal ki hiç hoşuma gitmiyor. Çok yabancılaşmaya başladık artık. İçimizde çok yabancılar olmaya başladı. Bu Arapça yazılar hiç hoşuma gitmiyor. Burası Türkiye biz Türk’üz. Bunlar hoşuma gitmiyor yani gitmeyen bir sürü şey var.
“Dünyanın hiçbir yerinde 120 dakika bir dizi yok”
Bir tek seyirci sahip çıkıyor. Bu kadar yıldır de daima seyirci sahip çıktı ve biz onlar için buradayız, onlar da bizim için buradalar. Onlar sayesinde biz varız. Sahiden çok seviyorlar, çok izliyorlar, mümkün olduğu kadar sahip çıkıyorlar lakin öteki türlü baktığınız vakit hâlâ mesela telif haklarımız yok, sinema kanunu yok. Televizyon dizilerindeki mühletler çok uzun, çalışma kuralları çok ağır. Dünyanın hiçbir yerinde 120 dakika bir dizi yok. Lakin sinema var, sinema sineması var. Biz 5 günde bir sinema sineması çekiyoruz. Düşünün artık o kuralları. 40-45 dakika olması gereken diziler maalesef ki çok uzun oluyorlar yani bu türlü.
“Biz kendi kıyafetlerimizi kendimiz götürürdük, saçımızı, makyajımızı kendimiz yapardık”
Geçmişte yaptığımız işler için yokluk içinde var etmek diyelim. Sevgiyle, özveriyle, hürmetle yapılan işlerdi onlar. Biz şimdiki üzere imkanlara sahip değildik. Şimdiki gençler çok şanslı. İşte karavanları var, kuaförleri var, makyözleri var, kıyafetler özel olarak geliyor. Biz kendi kıyafetlerimizi kendimiz götürürdük, saçımızı, makyajımızı kendimiz yapardık. Vakit zaman birisinden rica edip onun meskeninde üstümüzü değiştirirdik, vakit zaman da sokakta ya da minibüsün içerisinde üstümüzü değiştirirdik. Karavanlarımız yoktu. Fakat bütün bunlara karşın biz işimizi çok seviyorduk, çok hürmet duyuyorduk. O manada bence o sevgi, o özveri o sinemalara yansıdığı için çok seviliyor.
(Güzel bayan, kaslı oyuncu tercihleri) Olsun olağan hoş. Hoş lakin çalışan için hoş bence. Evet, hoş kız, hoş erkek, kaslılar, çok hoş kızlar da var mesela lakin işte şayet çalışıyorlarsa emek veriyorlarsa araştırıyorlarsa rollerini yapıyorlarsa ki birden fazla bunu yapıyor aslında o manada çok hoş bence niçin olmasın.” (ANKA)